Tesbih bid’at midir? Şeytana kamçı – TESBİH

   Bazı hoca geçinen zerzavatçıların tesbihe bid’at dediğini duymuşsunuzdur. Halbuki bunun delilleri  Peygamberimizin şer’i hüküm çıkan hareketi ve sahabe-i Kiramın uygulamaları ile sabittir. Şöyleki;

   Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hurma çekirdekleri ve çakıl taşları ile zikir yapanları (Allahın adını ananları) görmüş ve men etmemiştir. O halde bunun aslı isbatlanmış olur. Artık ipe dizilip dizilmemesinde bir fark yoktur. Bundan dolayı günümüze kadar gelen bütün alimler ve mürşidler tesbih kullanmışlardır.

   Mevlana AbdulHayy (Rahmetullahi Aleyh) “Nüzhetül Fikr” adlı küçük bir kitap yazmıştır. Molla Aliyyül Kari Hazretleri buyurmuştur ki: “Bu hadis, herkesçe bilinen tesbihin caiz olduğunua sahih bir delildir. Çünkü Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hurma çekirdekleri veya çakıl taşları ile tesbihin sayıldığını gördüğü halde men etmemiştir. Bu ise şer’i bir dleildir. Tanelerin ipe dizilmiş veya dizilmemiş olmaları fark etmez. İşte bu bakımdan tesbihe bid’at diyenlerin sözleri itimata layık değildir.” Yine buyurdu ki: “Tasavvuf ehlinin deyiminde ona şeytan için kamçı denilmektedir”

   Cüneydi Bağdadi (Rahmetullahi Aleyh) kemal derecesinin zirvesine ulaştığı sıralarda biri onun elindeki tesbihi görünce: “Siz hala tesbih kullanıyor musunuz?” diye sordu. Cüneydi Bağdadi (Rahmetullahi Aleyh) “Kendisi ile Allah’a ulaştığımız şeyi nasıl bırakabiliriz.” Dedi.

   Pek çok sahabe-i Kiram (Radıyallahu anhum)’un yanında hurma çekirdekleri veya küçük taşlar bulunduğu ve onlarla sayarak tesbih çektikleri nakledilmektedir. Nitekim bir sahabi olan Ebu Safiyye (Radıyallahu anh)ın küçük taşlarla, Hazreti Sad B. Ebi Vakkas (Radıyallahu Anh)hem hurma çekirdekleri hem de küçük taşlarla tesbih çektiği rivayet edilmiştir.

   “Mirkat” adlı kitapta yazıldığına göre hazreti Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh)ın yanında düğümler atılmış bir ip vardı. Onlarla tesbih çekerdi.

   Ebu Davud’da yazıldığına göre hazreti Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh)ın yanında hurma çekirdekleri veya çakıl taşları ile dolu bir küçük torba vardı. Onlarla tesbih çekerdi. Torba boşaldığı zaman hizmetçisi onları tekrar doldurur, yanına koyardı. Torbanın boşalmasından maksat hazreti Ebu Hureyre tesbih ederken taşları birer birer dışarı çıkarır, hizmetçisi de sonradan hepsini toplayıp o torbaya doldururdu.

   Hazreti Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh)ın torunları diyor ki: “Dedemizin yanında üzerine 2 bin düğüm atılmış bir ip vardı. Onunla tesbih çeker ve bitirmedikçe uyumazdı.”

   Görüldüğü gibi bütün sahih kaynaklarda tesbihin bid’at olacağına dair bir delil yoktur. Tam aksine sahabe-i Kiram efendilerimizi, tabiinin ve günümüze kadar gelen şayhül İslam, ulema, evliyanın uygulamasında vardır.

   Dolayısıyla İngiliz kuruluşu Vehhabilerin akımına kapılmış reformcuların milletin akılını karıştırmaya çalışması boşunadır.

   Camiye namaz için gelen bir genç boş boş sağa sola bakınacağına eline tesbihi alıp Allah’ı zikrediyorsa bundan kim rahatsız olabilir şeytandan başka? Rahatsız olanların muhakkak şeytan ile bir bağlantısı vardır…

   Sahabe-i Kiram’dan başka tarihimizde derin izler bırakan, İslam aleminde hayatı örnek alınan Allah dostları tesbihi elinden bırakmamıştır.

   Hasan-ı Basri (Rahmetullahi Aleyh)’e Ömer Mekki (Rahmetullahi Aleyh) tarafından: “Siz bu yüksek şanınıza ve yüce makamınıza rağmen yine de elinizde tesbih mi bulunduruyorsunuz?” diye sorulunca:
   “Biz bu yolun başında iken bunu kullandık ve onun sebebiyle yükseldik. Şimdi işin sonuna gelince onu bırakmaya tahammülümüz yoktur. Ben istiyorum ki, kalbimle, dilimle, elimle her şekilde Allah’ı zikredeyim”

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ