SÖVÜYORDU TALEBESİ OLDU

   Sivas doğumlu olup,  İstanbul’da yetişen büyük velilerden olan Abdülehad Nuri Efendi’nin şu menkıbesi meşhurdur.

   Küçükzade Efendi isminde bir âlim, bir gün Süleymaniye Camiinde vaaz eder, altı gün de umumi ders verirdi. Abdülehad Nuri Efendiye ve talebelerine gerek vaazında, gerekse derslerinde dil uzatır, aleyhinde konuşurdu.
   Abdülehad Efendinin halifeleri ve talebeleri, o zatın bu sözlerini duyunca çok üzüldüler, onu hocalarına şikâyet edip, vaazına ve derslerine mani olmasını istediler. Abdülehad Efendi de onlara:
   “Birkaç gün tahammül edin. Onun bizi inkârı ve düşmanlığı, bize bağlılığa dönüşecek. Bizim talebelerimiz arasına girecek.” dedi.

   Çok geçmeden bir gün, Abdülehad Efendi talebeleri ile beraber sohbet ederken; “İşte dostunuz Küçükzade Efendi geliyor.” dedi.
   Herkes hayretle onun gelişini bekledi. Ansızın huzura girdi. Abdülehad Efendinin ellerine kapandı, hıçkırarak ağladı. Abdülehad Efendi;
   “Gördüğünüz rüyadan haberimiz var. Muradınız ne ise onu söyleyin.” dedi.

   Küçük zade Efendi; “Saadetli Sultanım!  Bu köleniz kırk seneden beri, medresede müderrislik yapmaktayım. Bütün vakitlerim ders okutmak, vaaz vermek, Resulullah Efendimizin sünneti seniyyesi ile amel etmekle geçtiği halde, niçin rüyamda Resulullah Efendimizin mübarek cemalini göremediğimi, yüksek ve bereketli sohbetleri ile şereflenemediğimi, niçin mahrum olduğumu düşünerek uykuya daldım. Gördüğüm rüyam ile bu derdime derman ve merhemin sizin olduğunuzu anladım. Aman ne olur, benim bu derdime derman olun.” diye ağlayıp inledi.

   Bunun üzerine Abdülehad Efendi, onun kulağına bir şeyler söyledi. Küçükzade Efendi kalkıp gitti. O gün öğleden sonra tekrar gelip ağlayarak: “Bu ne büyüklüktür ki, kırk yıldır ilim ve amel ile nefsi ıslah ve takva ile müşerref olamadım. Fakat sizin bir himmet ve işaretiniz ile o Sultan-ı Enbiyanın mübarek cemalini görmekle şereflendim.” deyip Abdülehad Efendi’ye talebe oldu.

PAYLAŞ