Mahmud Efendi Hazretleri hakkında duymadıklarınız -2
Efendi hazretlerimizin, İslam ülkelerinde müslümanlar tarafından kabul görmüş ve binlerce talebeleri, milyonlarca sevenleri bulunan yaklaşık 400 tane alim tarafından yüzyılın mücedditi ilan edilmesi küçük bir şey değil. Müceddit olursunuz ama icma-ı ümmet çok önemli. Bir ümmetin toplanması ve “bu sahış müceddittir” demesi.
Gerçekten de bütün dünyayı gezseniz, dolaşsanız, insanları tek tek takibe alıp hayatını incelesiniz inanın Efendi Hazretlerimiz gibi bir şahsı bulamayacaksınız.
O edep, ahlak, nezaket ve en önemlisi Allah’ın (Celle Celaluhu) emirlerine, Resulüllah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sünnetlerine bağlılık, itaat ve sadakati, korku ve endişeyi şu anda başka bir insanda bulmanız imkansız.
Düşünün, bir kuşluk namazını kılmamayı ölmeye yeğleyen, sarıksız bir namaz kılması düşünülemeyen bir insan. Bakın ilk talebelerinden Bayram Ali Karamustafaoğlu ne diyor:
“Efendi Hazretleri 21 yaşlarında idi. O’nun ibadet ediş şekli şu anda nasılsa, o zaman da aynı samimiyet ve ihlasla ibadet ederdi. Bunu bilenler bilir 24 saatini hep değerlendirirdi. Ta o zamanlardan işrak kuşluk namazlarını sürekli kılardı ki, ben o zaman Of’da Efendi Hazretlerinden başka bu namazları kılan kimseye rastlamadım. O zaman da ceket falan giymez, cübbe diktirir onları giyerdi. Hiç tıraş olmadı. Bu sebeple askere gidinceye kadar sakalı seyrekti. O’nun İslama olan bağlılığından dolayı büyük küçük herkes onu çok sever ve saygı gösterirdi. Büyükler bile ona hürmet ederlerdi.”
Efendi Hazretlerinin hafızlık hocası Mehmet Rüştü Aşıkkutlu Hocaefendi ne buyurmuş:
“Mahmud Efendi bambaşka bir adam, askere gitmemiş delikanlılara sakal bıraktırıyor, gencecik kızlara, yeni gelinlere çarşaf giydiriyor. Biz bunları yapamıyoruz. Bunun gibi diğer hususlarda da gecesi gündüzü İslam’a hizmetlerle dolu.
Çok büyük adamlar gördüm ama hepsinde bir eksiklik var. Ama bu Mahmud efendiye bakıyorum da, her tarafı tamam.”
Efendi hazretlerinin Hocası ve aynı zamanda eniştesi olan Hacı Dursun Efendi ise bir talebesine şöyle diyordu: “Mahmud Efendiye çok selam söyle! Onun ellerinden, ayaklarından öperim.”
Mahmud Efendi Hazretlerimiz böyle bir zat. Hocalarının dahi ayaklarına kapandığı bir zat. Siz de takdir edersiniz ki, bu Allah’ın inayeti ve yardımıyladır. O’nu hayatın her safhasında günahlardan, kusurlardan muhafaza etmiştir. Çünkü bir mücedditin hayatı da örnek olmalıdır.
TARİKATLAR VE BİZ…
Efendi hazretlerimiz ehli sünnet tarikat şeyhleri ile madde aleminde de yakın temas içerisindedir. Menzil’de bulunan Abdülbaki Hazretleriyle bir çok kere ziyaretleştiklerini biliyoruz. Hac dönüşü ziyaretlerine gider ve sohbet ederlerdi.
Hacı Sami Ramazanoğlu Efendilerle oturup memlekete meselelerini müzakere ederdi. Bir keresinde aldıkları kararı şöyle açıklıyor efendi hazretlerimiz: “Sami Ramazanoğlu kardeşimizle karar aldık ki, evinde televizyon olan ihvanımızın ziyaretine gitmeyelim.”
Efendi Hazretlerimiz diğer tarikat liderleriyle iletişim halinde olduğu gibi onların dertlerini de dinler, çözümler önerirdi.
SİZ DE Mİ?…
Olaya şahit olan Veli Efendi anlatıyor. Bir keresinde sabah ezanı okunurken köpekler havlamaya başlayınca Efendi hazretlerimiz: “Sizde mi? Siz bari yapmayın” deyince köpekler o anda havlamayı kesiyorlar. Efendi hazretleri bunu söylerken Allah’u Alem ezandan rahatsızo lan bazı kesimleri kastediyor. Ezanımızı susturmak isteyenler vardır ya, onlardan kinaye yaparak: “siz de mi?” diyor ve köpekler söz dinleyip susuveriyorlar…
MEDRESENİN PARASI
Rahmetlik Hasbi Hocamızla medreseleri ziyaret ediyorlar. Para bozdurulması icap ediyor. Hasbi Hoca:“Medresenin parasından bozalım efendim” deyince Efendi Hazretleri “olmaz” diyerek medresenin parasını bozdurulmak için bile olsa amacı dışında kullanılmasını istemiyor. Bu da onun şüpheli şeylere olan yaklaşımını gösteriyor.
HAFIZLIK YAPANLARA ÖZEL İLGİ
Efendi Hazretlerimiz hafızlara çok önem veriyor ve seviyorlar. Hafızlık yapan talebeler huzuruna çıkartıldığı zaman özel ilgi gösteriyorlar. Yüzünde beliren tebessümlerle dualar ediyor, sanki hafızlığı o bitirmiş gibi bir heyecanla selamlıyor onları. O an görülmeye değer… Sonra bir teveccüh ediveriyor, oda sessiz. Gözlerini kapatıp yöneliyor kalp aynalarına…
MEVLİDDEN ALINAN PARA
Efendi Hazretlerimiz mevlid ve evlerde okunan Kur’an mukabilinde uzatılan zarfların alınmamasını emretmiştir. Bu işin paraya dökülmesinin önüne geçmeye çalışmıştır. Bir çok hocaya bunu bizzat söyleyerek yasaklamıştır. Efendi Hazretlerimiz bu konuda çok titizdir.
SENDE YATARAK SOR
Efendi Hazretlerimiz latifeyi seven bir insandır. Fahri Efendi anlatıyor: Bir keresinde yatma vakti gelmiş. Ben yatağını hazırladım, Efendi Hazretleri geldi uzandı. O zaman görüşme imkanları rahattı. Bir ihvan geldi bir şey soracağım dedi. Efendi Hazretleri “sor” buyurdu. O ihvanımız “ama siz yatıyorsunuz” deyince, Efendi Hazretleri de; “siz de yatarak sorun” buyurdu.
DAKİK VE HASSAS
Yine Fahri Efendi, sultanımızın dakikliğini, ibadet aşkını ve hassasiyetini şöyle anlatıyor:
Yatmadan önce Mektubat, Risale-i Kudsiye okuyoruz. Sonrasında ben hemen yerini hazırlardım, yatarken “beni şu vakitte kaldır” derdi. Tabi gün çok yoğun geçmiş, gayet yorgun olduğunu biliyorum, onun için 5-10 dakika geçirirdim. Mesela “beni saat 8 de kaldır” buyurmuş, kaldırdığım zaman sorar; “saat kaç Fahri”, “Efendim saat 8’i 10 geçiyor” ben böyle deyince “sen adam olmazsın Fahri, söz dinlemiyorsun. Ben sana ne diyorum, sen ne yapıyorsun?” diye sitem eder, sonra “söz dinlemek lazım” derdi.
İnşallah sitemizde, bir başka yazımızda daha farklı yönlerini, şahit olunan olayları yazacağız. Allah kıymetini bilip, istifade etmeyi nasip eylesin…
www.ismailaga.info