Resul size ne verdiyse onu alın, ayeti sadece ganimetle ilgili mi?

– Haşr suresi 7. ayeti bazı cevaplarınızda ayetin sadece “Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının.” kısmını paylaşıyorsunuz. Ehl-i sünnet dışı kimseler ise, bu ayette ganimet paylaşımıyla ilgili bahsediliyor, diyor ve şöyle söylüyor: Ayetleri nasıl çarpıttıklarını görüyor musun?
– Sorum şu: Bu ayette neden sadece o kısım paylaşılıyor ve ayete göre de burada zaten ganimetten bahsetmiyor mu?

“Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının.” (Haşir, 59/7)

– Bu ayetin delil olarak kullanılmasına karşı yapılan itirazlardan -bir art niyet yoksa- ciddi bir cehalet kokusu geliyor. Bu cehaleti giderdiğimizde meselenin çözülmüş olduğunu göreceğiz. Konunun daha iyi anlaşılması için bazı ilmi hususları maddeler halinde arz etmekte fayda vardır:

a) “Naslarda sebebin hususiliğine değil, lafzın umumiliğine itibar edilir.” (bk. Abdulvahhab Hallaf, İlmu usuli’i-fıkh, s.189) şeklindeki kaide, İslam alimlerinin ittifakla kabul ettiği bir hakikattir.

Bir ayetin nüzul sebebinin hususi olması, verdiği mesajın / hükmün umumi olmasına mani olmadığı gibi, lafzın umumiliğine göre amel etmek vaciptir. Zira İslami hükümlerin birçoğu belli bir sual veya olayla ilgili olarak ortaya konulmuştur. Eğer bunların nüzul sebeplerine bakıp işi sadece o konuya özelleştirirseniz, dinde umuma bakan hüküm bulamazsınız. (krş. a.g.y)

b) Bu konuda birçok misal verilebilir. Ancak biz, konuyu açıklayacak mahiyette olduğunu düşündüğümüz bir-iki misal vermekle yetineceğiz:

Birinci misal:

“İçinizden kadınlar hakkında zıhar yapanlar bilsinler ki onlar kendilerinin anneleri değildir, onların anneleri sadece kendilerini doğurmuş olanlardır. Onlar gerçekten çirkin ve yalan bir söz söylüyorlar. Bununla beraber, şüphesiz Allah’ın affedicidir, pek merhametlidir.” (Mücadele, 58/2)

mealindeki ayette yer alan “zihar” hükmüdür. Bu ayetin nüzul sebebi, Evs b. Samit’in hanımının şikâyetidir.

Şimdi aklı başında olan bir kimse, ayetteki “zihar” hükmünün yalnız bu hanım / bu aile için geçerli olduğunu söyleye bilir mi? Söylese, dört mezhebin yüz binlerce alimleri tarafından anında tekzip edilir.

İkinci misal:

“Kendi eşlerini zina etmekle suçlayıp da buna dair kendileri dışında şahit bulamayan kocalar ise, kendilerinin doğru söylediklerine dair ayrı ayrı dört kere Allah adına yemin eder, şahitlik eder, beşinci kere ise, yalancı olması halinde, Allah’ın lânetinin kendi üzerine gelmesini isterler.” (Nur, 24/6)

mealindeki ayet, hanımını kazf eden / zina ile suçlayan Hilal b. Umeyyehakkında nazil olmuştur.

Şimdi, Allah’ın bu hükmünü yalnız bu adama tahsis etmek, antika bir cehaletin göstergesi olmaz mı?

c) Soruda söz konusu edilen ayetin meali şöyledir:

“Allah’ın, fethedilen ülkeler halkından Resulüne nasip ettiği mallar Allah’a, Resulüne, Peygamberin yakın akrabasına, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir. Böylece, o malların, sadece zenginler arasında dönüp dolaşan bir servet halini alması önlenmiş olur. Peygamber size ne verdiyse alın; neyi yasakladıysa ondan da kaçının. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın cezası pek çetindir.” (Haşir, 59/7)

Şimdi biri kalkıp  ‘Peygamber size ne verdiyse alın; neyi yasakladıysa ondan da kaçının’ mealindeki Allah’ın emri yalnız ganimet için geçerlidir. Dolayısıyla, başka konularda Hz. Peygambere itaat etmek gerekmez” dese onu Müslüman kabul edebilir misiniz?

Kaldı ki Kur’an’ın pek çok ayeti bu adamı derhal yalanlar.

d) “Ey iman edenler, Allah’a itaat edin. Peygambere itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de (itaat edin). Eğer Allah’a ve âhiret gününe iman ediyorsanız, aranızda herhangi bir konuda ihtilafa düşerseniz, onu Allah’a ve elçisine götürün. Böyle davranmanız, daha iyidir ve sonuç itibariyle daha güzeldir.” (Nisa, 4/59)

İslam alimlerine göre, bu ayette söz konusu edilen “aranızda herhangi bir konuda ihtilafa düşerseniz, onu Allah’a ve elçisine götürün”mealindeki emirden maksat, işi Allah’ın kitabı Kur’an ile, hayatta olduğu müddetçe Hz. Peygamber (asm)’in kendisi ile, vefatından sonra ise, onun sünnetine göre çözmek demektir. (bk. Abdulğani Abdulhalık, Hücciyetu’s-Sünne, 298)

e) İmam Şafiî de bu ayetin yorumunda şunları söylemiştir: Ayette geçen “İtaat” kelimesinin Allah için olduğu gibi, Hz. Peygamber (asm) için de ayrıca tekrarlanması, O’nun  Kur’an’ın dışında yaptığı emir ve yasaklarına karşı da itaat etmenin gereğine işaret etmek içindir.

Ayetteki “sizden olan emir sahiplerine de” ifadesinde görüldüğü üzere, emir sahipleri için ayrıca bir “itaat” kelimesinin kullanılmaması, aksine cümle içerisinde (atıf yoluyla) Allah ve Resûlüne karşı yapılması istenen itaate tâbi kılınarak ifade edilmesi, onlara yapılacak itaatin mutlak olmayıp, Allah’ın kitabı ve elçisinin sünnetine uyma şartına bağlı olduğunu göstermek içindir. (bk. İmam Şafii, er-Risale, 79-80)

f) Keza, başta Abdullah b. Mesud olarak, İslam alimleri, “Resul / Peygamber size her ne getirirse onu alın, sizi neden menederse ondan da sakının.” (Haşir, 59/7) mealindeki ayetin ifadesinde, Hz. Peygamberin sünnetine, hadislerine işaret edildiği kanaatinibildirmişlerdir.

Onlara göre, bu ayetin nüzul sebebi hususi de olsa, Hz. Peygamber (asm)’in bütün emir ve yasaklarını kapsamaktadır. (Misal olarak bk. Beğavi, Maverdi, Kuşeyri, İbn Ebi hatim, İbn Cuzey el-Kelbi, Zemahşeri, Razi, Nesefi, Kurtubi, İbn Kesir, Şevkâni, İbn Aşur, Meraği, ilgili ayetin tefsiri)

-Alıntıdır-

PAYLAŞ