Kur’an-ı Kerim’in sadece cenazede okunduğu evler

İslâm deyince akla Kur’an-ı Kerim gelmeli. Kur’an-ı Kerim İslâm’ın ne olduğunu-olmadığını beyan etmiştir. Buna rağmen birileri çıkıyor:

-Bana göre İslâm şöyle, diyor.

Bir başkası:

-Bana göre de böyle, diyor.

Medyada, mafyalaşmış çevrelerde İslâm kelimesinin önüne birçok kelimeler ilâve ediliyor. Sanki İslâm’ın kaynağı yokmuş gibi İslâm kelimesinin üzerine istediği manayı yüklüyor. İsteyen istediği manayı yüklüyor.

Bakıyorsunuz:

-Siyasal İslâm diyenler var.

-Radikal İslâm diyenler var.

-Alevî İslâm diyenler var.

-Türk İslâm diyenler var.

Bakın kaç tane İslâm çıktı!

Böylelerine sesleniyorum: Size kim verdi bu yetkiyi? İslâm kelimesini istediğiniz gibi kullanma yetkisini hangi şeytandan, hangi kâfirden aldınız. Her gün güneş nasıl yeniden doğuyorsa Kur’an-ı Kerim de her sabah yeniden nazil oluyor gibi. Hz. Muhammed (S.A.V.) cismani varlığı ile gelse ondan bu insanlar mucize isteyecekler. Böyle bir durumda Peygamberimiz Efendimiz (S.A.V.) önümüze neyi koyacak?

-Kur’an-ı Kerim’i koyacak. Ondan daha büyük mucize yok. Mehdiyi bekliyorsunuz. O gelse de Kur an-ı Kerim i eline alacak.

Zaten Kur’an-ı Kerim önümüzde. Kıyamete kadar bu mucize devam edecektir. Niye bu kadar Kur’an-ı Kerim’e uzak bu millet. İnsanların elinde Kur’an-ı Kerim var, fakat manasından uzaklar.

Anadolu İslâm’ı başkaymış, Arap İslâm’ı başkaymış. Kim diyor bunları? Hangi kâfir, hangi şeytan uyduruyor bunları. Bu durum Kur’an-ı Kerim’in ekseri Müslümanlar tarafından hazım edilmemesinden kaynaklanıyor.

Kur’an-ı Kerim günceldir. 1400 sene önceki insanlara hitap ettiği gibi bugünün insanlarına da hitap ediyor, yarının insanlarına da hitap edecek. Günlük gazeteler nasıl güncel haberler veriyorsa, Kur’an-ı Kerim de her gün olayların hikmetlerini, ibretlerini ortaya koyuyor. Misal verelim: Bakara Suresi 120’nci ayet, daha biraz önce nazil olmuş gibi. Böyle ama bunu kime anlatacaksınız. Bir evden cenaze çıkmadan o evde Kur’an-ı Kerim okunmuyor. Âlem-i İslâm’ın cenazesi çıkmış aldırış eden yok.

Günde 40 defa Fatiha Suresi’ni namazda okumak vacip.

Okuyoruz, ne dediğimizin farkında değiliz. Son ayette:

“Ya Rabbi! Bizi cennete götürecek yola sevk et!” diyoruz.

Günde 40 defa böyle diyoruz. Namaz böyle kılınır; kim farkında bunun.

Fatiha Suresi’nin son ayetindeki son kelimenin manası:

“Gadaplandıklarının yoluna değil, ya Rabbi.” Demek ki, Allah’ın gadaplandıkları, kızdıkları da var. Bunlar Yahudi ve Hıristiyanlar. Allah Resulünün yolundan sapanlara sapık deniyor.

Allah (C.C.) hepimizi sapıklıktan ve sapıtmışlardan korusun ve kurtarsın. Âmin.

Mevlüt Özcan – Milli Gazete

PAYLAŞ