Suudi Arabistan'ın biri hariç satılmış kralları

   Suudi kralların İsrail ve Amerika’ya açıkça köpeklik yapması gözleri onlara çevirdi. İsterseniz bu kraliyeti biraz tanıyalım:
ABDÜLAZİZ BİN SUUD
   Suudi Arabistan Devletinin kurucusu ve ilk kralı. Babası Abdurrahman bin Faysal’dır. 1880’de Riyad’da doğdu. 1902’de babasının ölümü üzerine Vehhabilerin başına geçti. Birinci Dünya Savaşında İngilizlerle birleşerek Osmanlılara karşı savaştı. O zaman Necid’de Suudoğullarından başka İbn-ür Reşid kabilesi de vardı. Bu kabile, Osmanlılara sadık kalıp, Türklerle birlikte İngilizlere ve Suudoğullarına karşı savaştı. Sulh olduktan sonra, Abdülaziz, İbn-ür Reşid’i gizlice şehid ettirdi. Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Harbinden mağlub çıkınca, toprakları galib devletler arasında paylaşıldı. 1919 senesinin ilk aylarında İngilizler, Mekke’yi, Şerif Hüseyin’den alarak Vehhabilerin reisi olan Abdülaziz’e verdiler. 1926’da ise, Suud Krallığının kurulmasını sağladılar.
  İbn-i Suud, 1932 yılında Suudi Arabistan Krallığını kurdu. 1953 yılında ölümünden sonra, yerine oğlu Suud bin Abdülaziz geçti. 1964’te tahtan indirildi.
Yerine kardeşi Faysal getirildi. 1977’de sarayında yeğeni tarafından öldürüldü.
KRAL FAYSAL
   1967’de yaşanan 6 gün savaşından sonra 1969 yılının Ağustos ayında Mescid-i Aksa’nın bir Yahudi tarafından yıkılması, Kral Faysal bin Abdulaziz’i çok üzdü. Bu olaydan sonra yaptığı  Ünlü Kudüs konuşmasında cihad çağrısında bulunarak şunları söylemişti: “Kardeşlerim! Neden bekliyoruz? Dünyanın vicdana gelmesini mi bekliyoruz? Nerededir ki dünyanın vicdanı? Mukaddes Kudüs’ü Şerif sizi çağırıyor. Kendisini kurtarmanızı bekliyor. Neden korkuyoruz? Ölümden mi korkuyoruz? Allah yolunda cihad ederek ölmekten şerefli ve daha faziletli ölüm var mı? Ey kardeşlerim, bizim istediğimiz İslam Milliyeti ve İslami uyanıştır. Milliyetçilik, ırkçılık veya bloklaşma değildir arzumuz. Çağrımız İslami çağrıdır. Allah yolunda cihad etmeyedir çağrımız. Dinimiz, inancımız, mukaddesatımız ve harimi İslâm içindir çağrımız. Ne zaman ki hatırlasam Haremi Şerifimiz (Kudüs) ve mukaddesatımız işgal ve tecavüz altındadır ve aşağılanmaktadır ve orada günahla Allah’a isyan ve ahlaki çöküntüler sergilenmektedir; işte o zaman Allah’a halisane yalvarıyorum, eğer bana cihad etmek ve mukaddes topraklarımızı kurtarmak nasip olmayacaksa, beni bu dünyada bir an bile yaşatma.”

    Batıyı petrolü kesmekle tehdit eden Faysal: “Biz deve sütü içer yaşarız ama size petrolsüz yaşayamazsınız” diyordu.

   1977’de sarayında yeğeni tarafından şehid edildi.

   Yerine kardeşi Halid geçti. O da 1982’de ölünce kardeşi Fahd geçti.
   Faysal’dan sonra hiçbir kral İsrail ve Amerika ile işbirliğinden ayrılmadı. Öyle ki bu işbirliği bazen köpeklik derecesine ulaştı.
   Bu bize Vehhabiliğin kurucularının İngilizler olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koyan bir gerçek. İplerini hiçbir zaman bırakmıyorlar ve bırakmayacaklar.
   Allah bu zalim satılmışlardan ümmeti ve kutsal beldeleri kurtarsın.
   www.ihvanlar.net

PAYLAŞ