Örtülü Selefi Muhaysinî'ye tepkiler büyüyor

   Milleti Suriye’ye cihada çağırıp tek kurşun atmadan Selefsiz selefilik itikadını aşılamaya çalışanlardan Muhaysinî’nin kendisini açık ettiği bu sözlerine Ebubekir Sifil Hocaefendi cevap verdi. İşte o paylaşımlar
Böyle diyor Muhaysinî, ardından da bunu anlatan bir hadis okuyor.
Soru: O hadisi 4 İmam bilmiyor muydu? İmam Ahmed dışındaki ekseri fukaha farziyetini inkâr etmeksizin namazı bilerek kılmayan kimsenin küfrüne hükmetmemiş. İmam Ahmed de kendisinden gelen 2 rivayetten birinde 3 imama katılmış. O halde Muhaysinî “Namazı terk etmek küfürdür” derken ictihad edip hadisten kendisi hüküm çıkarıyor olmalı. Namazın terkini hafife alıyor değiliz. Namazı terk eden kimsenin küfrüne hükmedilmeyeceğini söyleyen ekseri fukaha da bunu kasd etmemiştir. Yanlış olan, namazın önemini anlatırken bu milletin gençlerinin aidiyetleriyle oynamak. Bu milletin tabi olduğu imamlar elbette bu dini Muhaysinî’den daha iyi biliyordu.Selefî çizgi hassasiyetlerimizi kullanarak içimize sızıp kendi sübjektif doğrularını din diye anlatıyor.


Bu ülkede yıllardır namazın, ibadetin, kulluğun önemini anlatır hocalarımız kürsülerden. Muhaysinî mahut videoda “namazı terk etmek küfürdür” demek dışında farklı ne söyledi? Bu fetvayla ümmetin kahir ekseriyetini tekfir etti açıkça!
Sosyal medyayı iyi kullanmak dışında cihad meydanındaki ulemadan hiç bir artısı olmayan Muhaysinî’yi “özel” kılan nedir? Cihad meydanındaki çabalarını takdirle karşıladığımı değişik vesilelerle çok kez ifade ettim. Ama konu itikada gelince o da haddini bilmeli ve İmam Ahmed’in dahi bir rivayette 3 imama katıldığı konuda kesin konuşmamalıdır.


Muhaysini’nin Anadolu insanıyla işi ne? Bu toprağa dönük çalışmasının maksadı ne? Bize İslam’ı öğretmek niyetindeyse,buna ihtiyacımız yok. Birilerine İslam’ı anlatmak gibi bir hedefi varsa, gayrimüslimlere yönelsin. Tebliğ bekleyen milyonlar var. İlla Anadolu insanına seslenecekse, bu toprakların hassasiyetlerine saygı duysun. Mâturîdî/Eş’arî bir topluma seslendiğini unutmasın. Maksadı bu toplumu “Selefîlik” adı altında Vehhâbîleştirmekse, o da, onun borazanlığını yapanlar da bilsin ki, bu topraklara yabancı ideolojileri “din” diye satmaya kalkan kim olursa olsun, hak ettiği karşılığı ilmî zeminde görmeye devam edecek.

PAYLAŞ