Rabıta şirk midir?

   İngilizler, Müslümanların elinden Kur’an-ı Kerimi almaya yani onları Kur’andan uzaklaştırmaya yemin etmişlerdi. Müslümanları Kur’andan uzaklaştırmak için atılacak ilk adım da Müslümanları Peygamberinden uzaklaştırmaktı. Bunu yapabilmek için de Peygambere götüren bağları kopartmak gerekiyordu.
   Kur’an ile Sünnetin arasını ayırma çalışmaları zaten bu amacın açık bir göstergesidir. 
   Bu bağlardan bir tanesi de Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)in vekili olup O’nun yaşadığı gibi yaşamaya çalışan “canlı örnek” mesabesindeki Allah dostlarıydı.
   Allah dostlarını işgal ettikleri her yerde (Türkiyede şapka kanunu, inkılap gibi dünyada ise farklı farklı) çeşitli bahanelerle astılar, kestiler.
   Ancak baktılar ki, asılmakla kesilmekle bitmiyorlar. “bunları astık kestik bitiremedik” bile diyorlardı.
   Ne yapalım diye çok düşünmediler. Çünkü başlarında dünyayı Deccal’e hazırlayan Şeytan var. Allah’a isyan eden şeytan “ancak ihlaslıları” saptıramayacağını bildiği için öncelikle ihlasın ortadan kaldırılması gerektiğini de biliyordu.
   Ordusuna “Allah dostlarını karalama ve gözden düşürme” çalışmasının yapılması talimatını verdi.
   İngilizler, Araplar arasında Vehhabiliğin tohumlarını Ümmeti tefrikaya sürüklemenin yanında bu amaçla da atmış oldular.
   Silah zoru ile insanlar arasında yayılan Vehhabiliğin ilk hedefinin “tevhid” örtüsü altında tarikat, tasavvuf ve Allah dostlarına saldırmak olduğunu görüyoruz.
   Bunu yaparken de “İslami” esaslara yani Kur’an ve hadisi istismar ediyorlar.. Ayetleri ve hadisleri kendi kafalarına göre tevil edip, amaçlarına uygun yorumluyorlar. Öyle ki, Putperest Ebu Cehiller hakkında inen ayetleri bile hiç utanmadan sıkılmadan Müslümanlar için yorumlayabiliyorlar.
   Tasavvufa ait şeyleri dinde yeri olmayan, bidat ve hatta şirkle itham ediyorlar.
   Asıp bitiremedikleri Allah dostlarını bu şekilde Müslümanların nazarında itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.
RABITA EKSENİNDE TARTIŞMALAR
   Dikkat ederseniz tartışmayı da hep rabıta ekseninde yapıyorlar. Yukarıda da dediğimiz gibi ayetleri kendi isteklerine göre yorumlayıp alakasız tevillerle sözü şirke bağlıyorlar.
   Ve rabıtanın şirk olduğunu söylüyorlar.
   Böylelikle rabıta yapanları da “müşrik” olarak damgalıyorlar.
RABITA ŞİRK Mİ?
Rabıta şirk değildir;
-Çünkü rabıta bir ibadet olarak kabul edilmemektedir. Yani rabıta bir ibadet olarak görülmediği gibi bir ibadet olarak ta yapılmamaktadır.
-Çünkü rabıta düşünmekten ibarettir ve “düşünmek” şirk değildir.
-Çünkü rabıta gönül bağıdır “gönül bağı” şirk değildir.
-Çünkü rabıta sevmektir “mümini sevmek” şirk olmadığı gibi emredilen bir şeydir.
-Çünkü rabıta takip etmektir, “alim ve evliyayı” takip edip “sadıklarla beraber olmak” emredilen bir şeydir.
-Çünkü rabıta bir metoddur ve eğitim metodları “bid’at” olarak kabul edilmediği gibi şirk de sayılamaz.
-Çünkü rabıta ayetlerden ve hadislerden işari manaları bulunan bir metoddur, sahabe döneminde de örnekleri mevcuttur.
   Dolayısıyla rabıta şirk değildir, şirk olduğunu iddia edenler büyük bir iftira ve sapkınlığın içerisindedirler. Müslümanlara “müşrik” diyenler yani bir Müslümanı küfürle itham edenler kendileri küfre düşmüşlerdir.
   Rabıta ve tasavvuf aleyhine çalışanlar İngilizlerin kurduğu tefrika oyununun bir parçası haline gelmişlerdir.
www.ihvanlar.net
 
RABITA HAKKINDAKİ YAZILAR İÇİN TIKLAYIN
DELİLLERİ İLE TASAVVUF İÇİN TIKLAYIN

PAYLAŞ