Mustafa İslamoğlu ve Mehmet Okuyan taraftarlarının çaresizliği

   Mustafa İslamoğlu ve Mehmet Okuyan’ın çelişkilerini, Kur’an-ı Kerimi kendi mantıklarına nasıl uydurduklarını buradan deşifre ettikçe müdafileri ilmi olarak cevap veremedikleri için bize saldırıya geçiyorlar. Bize yönelttikleri eleştiri de şu: “Onlar Kur’an’a çağırıyor ve Kur’an-ı anlatıyor, siz Kur’an’ı anlatmıyorsunuz evliyaları anlatıyorsunuz”

   Bir tanesi şöyle demiş: “Siz Mehmet Hocayı anlayamazsınız. Çünkü Kur’an’ı bilmiyorsunuz. O Kur’an’ı anlatıyor”

   Söylemlere bakarsanız bunlar Kur’an sevdalısı, Kur’an aşığı… Ama işin aslı öyle değil.

HERŞEY KUR’AN-I KERİMİ ANLAMAK İÇİN
   Kur’an-ı Kerim Rabbimizin kelamı olması, ana kaynak olması hasebiyle biz onu 7’den yetmişe önce okumasını öğretiriz. Okumasını öğrenip ezberlemeyi isteyenlere binlerce hafızlık medreseleri hizmet vermektedir.

   Peki biz bununla yetiniyor muyuz? Hayır!

   Kur’an okumasını bilen ve hafızlık yapmış olan talebelere Kur’an-ı Kerimi anlayabilmeleri için “Kur’an Arapçasını” kelimenin çekimlerinden başlayarak kökünden yani temelinden çatısına kadar öğretiyoruz.

   Bununla birlikte Ku’an-ı Kerimi öğrenme ve anlama metodu, tefsir usulü öğretiliyor. Bir talebe Kur’an-ı Kerim ayetinin nasıl tefsir edileceğine vakıf oluyor.

   Bir ayet ne için nazil oldu, nasıl nazil oldu, nasıl tatbik edildi, Peygamberimiz ve sahabe bu ayeti nasıl yaşadı buna vakıf oluyor. Yani ayetin gerçekte ne mana ifade ettiğini anlıyor.

SİZ NE YAPIYORSUNUZ?
   Siz ise diziliyorsunuz hocanızın karşısına. Ne diyeceğine, ne anlatacağına dikkat kesiliyorsunuz. Hocanız başlıyor Kur’an’dan anlatmaya.

   Hocanız bir ayeti sizlere izah ederken ayetin nerede indiğini, nasıl indiğini, Peygamberimizin ve ashabının bu ayet inmeden ve indikten sonra tutum ve davranışlarının ne olduğunu anlatıyor mu? Peygamberimizin ayet ile ilgili hadislerine ve müfessir sahabelerin beyanlarına yer veriyor mu hocanız?

   Hayır… Hem de kocaman bir hayır.

   Öyle ya, içinde “zeyd” isimli sahabe adının geçtiği bir ayet bile var. Neden bir sahabenin ismi geçiyor ayette? Çünkü çoğu ayetin iniş sebebi var. Bu ayetlerin ilk muhatabı Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ve ashabı. Peygamberimiz Kur’an-ı Kerimi yaşayan canlı örnek olduğuna göre de O’nun ve ashabının bu ayeti nasıl anladığına bakmamız gerekmiyor mu? Elbette gerekiyor… Bakmadan ayetin bizlere nasıl bir mükellefiyet yüklediğini anlayabilir miyiz? Anlayamayız.

SİZİN HOCANIZ NE YAPIYOR?
    Kur’an’ı açıyor önüne, ayetlere bakıyor ve ne anlıyorsa size onu anlatıyor. Bakın dikkat edin! Peygamberimizin ve ashabının ne anladığı onun için hiç önemli değil. Kendisinin ne anladığı önemli. Size de kendisinin anladığını ve anlamak istediğini sunuyor.

   O halde buradan şöyle bir sonuç çıkıyor:

   Bunlar sizi Kur’an’a çağırmıyor, Kur’an’dan kendilerinin anladıkları şeye çağırıyorlar.
   (ÖRNEK: KUR’AN İLE NASIL ALDATIYORLAR? İZLE)

KUR’AN’A HİZMET EDEN KİM?
   Bu gerçekleri göz önünde bulundurduğumuz zaman kimin aslında Kur’an’a davet ettiği ve kimin Kur’an’a hizmet ettiği, kimin Kur’an kılıfıyla kendisine davet ettiği ve kimin batıla hizmet ettiği anlaşılıyor.

   Sizler kendinizi avutmaya devam edin. Şunu bilin ki, biz karşınıza her zaman ilimle çıkarız. Sizin ilmi olmayan suçlamalarınıza ise her zaman verecek cevabımız vardır. Çünkü Ehli sünnet hep vardı, bid’at fırkalar sonradan türedi. Türeyen bu fırkalar elbette taraftar toplayacak ancak hiçbir zaman Ehli Sünnete galip olamayacak.

   Ne mutlu Peygamber ve asabının yolu olan Ehli Sünnet ve’l Cemaatte olanlara, ne mutlu bu yolun yolcularına…

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ