Boşanmak kaç talakla olur – Boşanma hükümleri

   Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Evlenin, boşanmayın. Çünkü boşanmada Arş titrer. (Deylemî)
   Boşanmanın Arapçası talâk’dır. Talâk, bir şeyin bağını çözüp salıvermek demektir. Bu nedenle nikâh bağının çözülüp eşlerin birbirinden ayrılmasına da talâk (boşanma) denir.
  Peygamberimiz, “Evlenin, boşanmayın. Çünkü boşanmada Arş titrer” buyuruyor. Arş’ı titreten boşanma olayı, gerçekten kalpleri de titretir, yuvaları yıkar, ocakları söndürür, eşleri birbirinden ayırır ve yavruları yetim  bırakır.
   Boşanma, ahlâki çöküntülere, gerilimlere, bunalımlara ve iki aile arasında kırgınlıklara, hatta düşmanlıklara neden olur. Sonuçta boşanmadan en çok etkilenen yine çocuklar olur. Çünkü zavallı yavrular ana-baba sağlığında boyunları bükük ve yetim kalırlar.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Allah’ın en sevmediği helâl, boşanmadır. (Ebû Dâvûd)
   Boşanma, Allah katında sevimsiz olduğu gibi insanlar arasında da sevimsizdir ve her toplumda hoşgörü ile karşılanmayan bir olaydır. Ancak her şeyin istisnaları (ayrıcalıkları) olduğu gibi boşanmanın da istisnaları vardır ve bazı durumlarda boşanmak, evliliğin devamından daha hayırlıdır.
   Örneğin; bir erkeğin kötü yolda olan hanımını boşaması daha hayırlı olduğu gibi, farz olan ibâdetleri yapmasına yani beş vakit namazı kılmasına, Ramazan’da oruç tutmasına ve örtünmesine engel
olan kocasından ayrılmak da kadın için daha hayırlıdır. Bu nedenle Yüce Allah boşanmayı tamamen yasaklayıp bütün kapıları kapamamış, gerekli ve zorunlu haller de kullanılmak üzere bazı kapıları
açık bırakmıştır.

BOŞANMA KAÇ TALAKLA OLUR?

   İslâm’da bazı istisnalar dışında boşama yetkisi erkeğin elindedir. Ancak erkekler tarafından bu yetkinin istismar edilmemesi ve kadınların gereksiz yere “boş ol” sözleri ile onurlarının zedelenmemesi için Allah boşamaya kısıtlayıcı sınırlamalar ve erkeğin onurunu zedeleyici hükümler koymuştur.
Yüce Allah buyuruyor:
   Boşanma iki defadır. Ondan (ikinci boşamadan) sonra ya iyilikle tutmak (güzel geçinmek) ya da güzellikle boşamaktır. (Bakara – 229)
   Yüce Allah boşama yetkisini erkeğe verirken, bunu üç boşama hakkı ile sınırlamıştır. Şöyle ki; eşini
ilk defa boşayan erkek, dilerse eşi ile evlenebilir. Ancak boşama hakkının birini yitirdiği için geriye
iki hakkı kalır. Eğer eşini ikinci defa boşarsa, yine tekrar alabilir ama iki hakkını yitirdiği için geriye tek ve son hakkı kalmış olur.
Ya üçüncü defa boşar ve son hakkını kullanırsa ne olur?
Yüce Allah buyuruyor:
Eğer erkek hanımını (üçüncü defa) boşarsa, bundan sonra kadın başka bir erkekle nikâhlan (ıp cinsel ilişkide bulun) madıkça ona (ilk kocasına) helâl olmaz. (Bakara – 230)
   Erkek, ağzına, diline ve öfkesine hâkim olamayıp hanımını üçüncü defa boşarsa, son hakkını da yitirdiği için artık aralarında evlilik bağları kalmaz ve kadın boşanma iddetini beklemeye başlar. Boşanan kadının iddeti, âdetten kesilmişse üç ay (90 gün), âdetten kesilmemişse, üç âdet görünceye ve gebe ise doğum yapıncaya kadardır. İddet tamamlandıktan sonra kadın-erkek aralarında anlaşıp tekrar bir araya gelmek isterlerse,
   Belirli bir müddet sonra boşama şartı koşmaksızın kadının başka bir erkekle nikâhlanması ve onunla cinsel ilişkide bulunması şarttır. İkinci eşi cinsel ilişkide bulunduktan sonra kadını boşarsa, tekrar boşanma iddetini tamamlar ve sonra ilk eşi ile evlenebilir. (Yani gerçek bir evlilik geçirmesi şarttır)
Yüce Allah boşama yetkisini erkeğe verirken, koyduğu kısıtlayıcı önlemler ve erkeğin onurunu zedeleyici hükümlerle, hem kadın haklarını korumuş hem de boşamayı güçleştirmiştir.] ] ]
EŞLERİ BİRBİRİNE HARAM KILAN HAREKETLER
   Erkek üvey kızına ve kadın üvey oğluna şehvetle dokunsa, öpse, derhal nikâhları geçersiz olur ve tekrar evlenmeleri ebedî haram olur.
   Eşlerden ikisinin de aynı kadından süt emdikleri kesinleşirse, nikâhları derhal geçersiz olur.
Eşlerden biri din karşıtı görüşleri benimseyip ateist olsa, Allah, Peygamber, din, îman, Kâbe ve Kur’an gibi kutsal şeylere sövüp hakaret etse, beş vakit namaz gibi kesin farzları ya da şarap, domuz eti, faiz ve zina gibi kesin haramları inkâr etse, derhal din’den çıkıp mürted (kâfir) ve nikâhı da geçersiz
olur. Hatasından dönüp tevbe ve tecdid-i îman ederse, nikâhını da yenilemesi
gerekir.
   Eşleri birbirine haram kılan hürmet-i müsahare vardır. OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
www.ihvanlar.net – Ahmet Tomor Hocaefendi

PAYLAŞ