İmam-ı Şafii tasavvufa karşımıydı – Tasavvuf düşmanlarının oyununa dikkat

   İmam Şâfiî Hazretlerinin şöyle dediğini iddia ederler: “Sabah tasavvuf’a giren, öğleye deli olmadan çıkmaz.”
    Bu itham ağır bir ithamdır. Hem İmam Şâfiî’ Hazretlerine hakarettir, hem de bütün ehl-i sünnet ve’l-cemâate. Şimdi gelelim bu sözün aslına.

İmam Şâfiî şöyle der:
حدثنا محمد بن عبد الرحمن حدثني أبو الحسن بن القتات, حدثنا محمد بن أبي يحيى, حدثنا يونس بن عبد الأعلى قال: سمعت الشافعي يقول: لولا أن رجلا عاقلا تصوف لم يأت الظهر حتى يصير أحمق.

   Ebû Nu’aym “Hilyatü’l-Evliya” isimli risalesinde İmam Şafiî Hazretleri’nin şöyle dediğini nakleder:
   “Kim ki sabahleyin tasavvufa girmezse, öğleye ancak deli olarak çıkar.”
Arapça ibarede geçen “lev la” lafzının kaldırılmasıyla bir cümleyi baştan başa tahrif etmiş oluyorlar.
   Ebû Nu’aym, bunu Muhammad b. Abdurrahmân b. al-Fadl, o da bunu Ebû’l-Hasan (Ahmed b. Muhammad b. al-Haris) İbn al-Kattât (al-Misrî), o da bunu Muhammed b. Ebî Yahyâ, o da bunu İmam Yunus b. Abdu’l-A’la’dan rivayet etmişlerdir. Rivayet silsilesi budur.
İmam Aclunî, İmam Şafiî’nin de şöyle dediğini nakleder:

حبب إلي من دنياكم ثلاث: ترك التكلف، وعشرة الخلق بالتلطف، والاقتداء بطريق أهل التصوف.

Dünyanızdan bana üç şey sevdirildi. Değiştirmeyi terk, insanlara güler yüzlü ve iyi muamele, tasavvuf ehlinin yoluna tabi olmak!
( Kaşfu’l-Hafa ve Muzilu’l-İlbas, I, 341/ no: 1089.)
İmam Şâfiî Hazretlerinin, “Hem fakih, hem sofi ol, sadece birisini yapma!” sözünün arapçasının tamamı:

فقيها وصوفيا فكن ليس واحدا ، فإني وحق الله إياك أنصح
فذلك قاس لم يذق قلبه تقى وهذا جهول، كيف ذو الجهل يصلح

PAYLAŞ