Samanyolu Tv iğrençlikte sınır tanımıyor

   Saman. Tv, şu sıralar İslami geçinen bir kanalın ne kadar iğrenç olabileceğini göstermeye çalışıyor. Saman. Tv, Şefkat Tepe adlı dizisiyle “muta nikâhı” kavramını izleyenlerin kulaklarına doldurmak için elinden geleni yapıyor.
   Televizyonun şöyle bir özelliği vardır; İslami olsun veya İslam ile alakası olmasın, duyulmuş ya da hiç duyulmamış olsun bir kavramın insanların ahlakına, kültürüne, hal ve hareketlerine, yaşantısına girmesine vasıta (araç) olur. Bunun mümkün olabilmesi için film ya da diziye dökülmüş, nereden yazıldığı belli olmayan senaryolarda defalarca tekrarlanması gerekir…
   Misal verecek olursak mesela eski türk filmleri ile büyüyenler, yanında bir olayı abartarak anlatan kişiye “atma ziya” derler. Veya çok uyanık birisi gördükleri zaman “cin göz Recai” derler. Salakça hareket eden birini gördüklerinde “Şaban” derler. Bu ve buna benzer şeyler hep izledikleri görüntülerle hafızalarına kazınılan ifadelerden kaynaklanır.
   Saman. Tv kanalında da bu yöntem çok sinsi bir şekilde kullanılıyor. Yaptığı dizilerde her defasında provokatörleri sarıklı cübbeli yapan Saman. Tv Şefkat Tepe adlı dizide iğrenç diyaloglara imza atmaktadır.
   Takipçilerimizden gelen görsellere göre şerefsiz, adi, kalleş gibi kelimeler askerlerin ağzından düşmemekte, karı kız, fuhuş imaları, muta nikahı, kadınların satılması “benim ol ya da askere veririm, hiçbir evli değil” gibi insanların düşüncelerini zina ve fuhşa yoğunlaştıran ve devamlı tekrarlanan ifadeler iğrençliğin had safhası oluyor. Her yaştan da izleyicinin bulunabileceğini hesaba kattığınız zaman tahribatın boyutunu varın sizler düşünün.
   Saman. Tv belki İslami değil, belki sinsi sinsi din düşmanlığı yapıyor ancak halkımız uyanamadığı için oturup izleyenler var maalesef. Daha ilgincini de söyleyelim, sokakta askercilik oynayan çocukların birbirlerine şerefsiz dediğine bizzat şahit olmuştuk. Şimdi bunun nereden kaynaklandığını daha iyi anlıyoruz.
   İşte şu sıralar sözde savama, İran, Suriye gibi konularla ele alınan hayal mahsulü senaryolarda geliştirdikleri iğrenç diyaloglarla zihinleri kirletirken, haram olan bazı kavramları da kulaklara iyice dolduruyorlar.
İRAN DÜŞMANLIĞI NEDEN KÖRÜKLENİYOR?
   Bütün kanalların aynı bataklıkta olduğunu, ahlak seviyesinin her gün düştüğünü, çıplaklığın her gün arttığını izleyen kişiler zaten müşahede ediyor. Bu konulara sitemizden olabildiğince deyiniyoruz. Buradaki mesele ise “İran” düşmanlığının körüklenmesi.
   Evet, İran şiadır ve Ehli sünnete muhaliftir. Belki Suriye’de de sunnilere yapılan katliamda parmağı vardır. Ama asıl sulh yapılması, oturup görüşülmesi ve Müslümanların geleceği adına bu zulme son verilmesi, kafirlere karşı birlikteliğin kurulması için masaya oturulması gereken taraf İran’dır. Müzakerelerin kesilmemesi gereken taraf İran’dır.
   Sunilerin zulüm ve baskından kurtularak nefes almasını sağlamak için anlaşma yapılması gereken taraf İran’dır, Amerika değil…
Neden?
   İslam’ın bir numaralı düşmanı Hıristiyan ve Yahudiler ile diyalog kurup, sulh yapıyorsunuz. Adeta onlar ile yatıp kalkıyorsunuz ama İslam’ın içinde (batıl da olsa) bir mezhep olan şia ile kavga ateşini körüklüyorsunuz!
   Bölgemizde sunni-şii mezhep çatışmasını körüklemek için kalplere kin ve haset tohumu ektiğinizin farkında olmadığımızı mı zannediyorsunuz?
   Şia’ya karşı kin tohumu ekerken, sırf Ehli sünnete bir alternatif olması maksadıyla Alevilerin cem evini bir ibadethane gibi caminin yanına koyma projenizin Amerika projesi olduğunu bilmiyor muyuz zannediyorsunuz?
   Hoşgörü örtüsü altında fitneciliğin daniskasını yaptığınızın farkında olmadığımızı mı zannediyorsunuz?
www.ihvanlar.net

PAYLAŞ