Fethullah Gülen, Papa’yı İSLAM’ı temsilen ziyaret etmiş!

   Dinler arası diyalog zırvasında gözden kaçan büyük bir ayrıntıyı sizlere deşifre ediyoruz.

   Bildiğiniz gibi 98 yılında Fethullah Gülen, Papa 2. Jean Poul ile bir görüşme gerçekleştirmiş ve dinler arası diyalog zırvasının Papa’nın tabiri ile “yeni misyonerliğin” Türkiye ve Asya kıtası için adımlarını atmışlardı. Fethullah Gülen bu buluşmaya bakın hangi sıfatla gitmiş…

İSLAM DÜNYASINI TEMSİLEN!
   Fethullah Gülen’in Papa ziyareti, Zaman Gazetesinde eynen şu ifadelerle aktarılmış:
   “Fethullah Gülen Hocaefendi, İslam ve Hıristiyan dünyasını temsilen “Dinler Arası Diyalog” çerçevesinde Papa 2. Jean Paul ile yarım saat görüştü.
….
   “İslam ve Hıristiyan dünyasını temsilen “Dinler Arası Diyalog” zemininde bir araya gelinene görüşme, yaklaşık yarım saat sürdü.”


    Fethullah Gülen, Papa ile “İslam dünyasını temsilen” görüşmüş! Yani İslam dünyasını ve Müslümanları temsil ediyormuş. Peki, bu yetkiyi ona kim vermiş?

   Hani bu bir dernek veya vakıf değil ki, başkan oldum deyip kendinizde temsil yetkisi göresiniz. Bu koskoca İSLAM dini ve İSLAM ÜMMETİ’DİR.

   Müslümanlar sadece Türkiye’den ibaret değildir. İslam ümmetinin yaklaşık 1,5 milyar kadar olduğu söylenir ve çok geniş bir coğrafyaya dağılmıştır. Bir kimsenin bu Müslümanları ve “İslamı” temsil etmeye yetkili olabilmesi için her ülke veya belde Müslümanlarını temsil eden bir alimden “biat” alması icap eder.

   Papa Katolik Hıristiyanları temsil eder. Oraya seçilmiş ve onaylanmıştır. Patrik Ortodoksları temsil eder. O da seçilmiş ve onaylanmıştır. Peki, Fethullah Gülen’i kim seçmiştir, kim onaylamıştır?

   Bırakın dünyada tanınmış bir alimin onay vermesini Türkiye’den bir müftü bile “sen bizi temsil ediyorsun, sana biat ediyoruz” dememiştir ve demez. Peki ne oluyor da birileri kendinde “İSLAMI TEMSİL ETME” yetkisi görüyor?

İSLAM’IN ŞEREFİ AYAKLAR ALTINA ALINMAK İSTENDİ
   Bu buluşmada “İslam’ı temsil ediyoruz” diyerek çevrilen tiyatroda “İslam’ın izzet ve şerfi” ayaklar altına alınmaya çalışıldı.

   Çünkü “İslam’ı temsil ettiğini iddia eden” birisi Papa’nın ayağına gidiyordu. Yaverleri Papa’nın elini öpüyordu. Ardından gönderilen mektupta ise “Papa 6. Paul Cenaplari tarafindan baslatilan ve devam etmekte olan Dinlerarasi Diyalog Icin Papalik Konseyi (PCID) misyonunun bir parcasi olmak uzere burada bulunuyoruz.” Deniyordu. Bunlar bir zillet değil midir?

   İslam’ın izzetini düşünen ne yapardı?

OKUYUN: PATRİĞİN AYAĞINA GİTMEYEN İSTANBUL MÜFTÜSÜ

SKANDAL DEĞİL MİDİR?
   Bu büyük bir skandal değil midir? Yani birilerinin kalkıp İslam dinini ve Müslümanları temsil ettiğini söylemesi, bu ünvanı kendine yakıştırıp PAPA ile buluşması, misyonunuzun bir parçasıyız, papa cenapları demesi büyük bir garabet değil midir?

www.ihvanlar.net

GERÇEKLER SİLİNİYOR
   Zaman Gazetesi arşivleri “Dinler Arası Diyalog” zırvası hakkında yaptığı ve İslam aleminden büyük tepki toplayan haberleri sitesinden kaldırıyor.

   İlginç olan şey, bu haberi kendileri savunuyorlardı. Şimdi ise kaldırıyorlar. Eğer tövbe ediyorlar ise herkese açıklasınlar da biz de bilelim…

Eskiden çalışan bu sayfa artık çalışmıyor: http://arsiv.zaman.com.tr/2000/04/15/guncel/2.html

 ASLINI BURADAN GÖREBİLİRSİNİZ

https://web.archive.org/web/20061030070150/http://arsiv.zaman.com.tr/2000/04/15/guncel/2.html

MEKTUBA BAK!
   İşte Zaman Gazetesinin İslam’ı temsil ettiğini yazdığı Fethullah Gülen’in Papa’ya yazdığı mektup:

Pek muhterem Papa cenaplari,

Uc buyuk dinin dogum yeri olarak bilinen topraklarin dunyayi daha iyi yasanabilir bir mekan kilma yolundaki kutsal misyonumuzu tam manasiyla bilen halkindan size en icten selamlari getirdik. Yogun gundeminizde bize zaman ayirarak sizinle muserref olmayi bahsettiginiz icin zatialilerinize en derin kalbi tesekkurlerimizi sunariz.

Papa 6. Paul Cenaplari tarafindan baslatilan ve devam etmekte olan Dinlerarasi Diyalog Icin Papalik Konseyi (PCID) misyonunun bir parcasi olmak uzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edisini gormeyi arzu ediyoruz. En aciz bir sekilde hatta biraz curetle, bu pek kiymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mutevazi yardimlarimizi sunmak icin size geldik.

Islam yanlis anlasilan bir din olmustur ve bunda en cok suclanacak olan Muslumanlardir. Uygun bir yerdeki vakitli bir gayret bu yanlis anlamanin buyuk oranda azalmasina katki saglayabilir. Musluman dunyasi, Islam’in asirlarla olculen yanlis algilanmasini silip atacak bir diyalog imkanini bagrina basacaktir.

Beseriyet, celisen gorusler ortaya koyduklari gerekcesiyle, zaman zaman bilim adina dini, din adina da bilimi inkar etmistir. Bilginin tamami Allah’a aittir ve din Allah’tandir. O halde bu ikisi nasil celisebilir? Insanlar arasinda anlayisi ve hosgoruyu artirmaya yonelik dinlerarasi diyaloga yonelik ortak gayretlerimiz cok is gorebilir.

Kendi memleketimizde simdiye kadar cesitli Hiristiyan mezheplerinin liderleriyle diyalog icinde olduk. Bu naciz gayretlerin bosa cikmadigini acizane ifade etmek isteriz. Amacimiz bu uc buyuk dinin inananlari arasinda hosgoru ve anlayis yoluyla bir kardeslik tesis etmektir. Bizler bir araya gelmek suretiyle sozde medeniyetler catismasinin gerceklesmesini gormek isteyen yolunu sasirmis ve supheci kimselere karsi dalgakiranlar gibi, isterseniz bariyerler gibi deyin, karsi durabiliriz.

Gecen yil bazi unlu uluslararasi bilim adamlarinin katildigi medeniyetlerarasi baris ve diyalog konulu bir sempozyum duzenledik. Bu gayretin basarisindan aldigimiz tesvikle bu tur etkinlikleri tekrarlamak istiyoruz. Halihazirda uc buyuk dinin baglilari arasindaki baglari guclendirmeye yonelik olarak dinlerarasi diyalog konusunda Vatikan’in da temsil edilecegini umit ettigimiz bir konferans duzenleme surecinde bulunuyoruz.

Yeni fikirlerimiz varmis iddiasinda bulunmuyoruz. Yine musamahaniza siginarak, bu misyonun hedeflerine yakindan hizmet etmek icin ustlenmek istedigimiz birkac teklifte bulunmayi arzu ediyoruz. Hiristiyanligin ucuncu bin yilina girisi munasebetiyle yapilacak kutlamalar vesilesiyle Ortadogu’daki Antakya, Tarsus, Efes ve Kudus gibi bazi kutsal yerlere musterek ziyaretleri iceren bircok etkinlik onermek istiyoruz. Bunu Sayin Cumhurbaskanimiz Demirel’in, cenaplarinin ulkemizi ziyaretine ve mezkur kutsal mekanlari gostermeye davetini tekrarlamak icin bir firsat addediyoruz. Anadolu halki size misafirperverligini gostermeyi ve sevkle selamlamayi hararetle beklemektedir. Filistinli liderlerle diyalog kurmak suretiyle Kudus’u birlikte ziyaret etmemize davetiye cikarabiliriz. Bu ziyaret bu mubarek sehri Hiristiyanlar, Yahudiler ve Muslumanlarin, hicbir kisitlama, hatta vize dahi olmaksizin serbestce ziyaret edebilecegi uluslararasi bir bolge olarak ilan etme gayretlerine yonelik dev bir adim teskil edebilir.

Uc buyuk dinden liderlerin isbirligi ile ilki Washington DC’de olmak uzere muhtelif dunya baskentlerinde bir konferanslar serisinin gerceklestirilmesini teklif ediyoruz. Ikinci serinin zamani icin Hz. Isa’nin dogumunun 2000. yildonumu ideal olabilir.

Bir ogrenci degisim programi da cok faydali olacaktir. Inancli genc insanlarin birlikte egitim gormesi birbirlerine yakinliklarini artiracaktir. Ogrenci degisim programi cercevesinde uc buyuk dinin babasi oldugu ikrar edilen Hazreti Ibrahim’in dogumyeri olarak bilinen Urfa sehrindeki Harran’da bir ilahiyat okulu kurulabilir. Bu, ya Harran Universitesi’ndeki programlarin genisletilmesi suretiyle ya da uc dinin ihtiyaclarini da temin edecek sumullu bir mufredata sahip bagimsiz bir universite seklinde gerceklestirilebilir.

Onerilen programlar asiri buyuk isler gibi algilanabilir; ama bunlar erisilmez degildir. Dunyada iki tip insan vardir. Bazilari kendilerini topluma adapte etmeye calisir. Diger bazilari ise topluma uymaktansa toplumu kendi degerlerine adapte etmek ister. Toplum butun ilerlemeleri bu ikinci tip insanlara borcludur. Onlari yarattigi icin Rabb’e sukurler olsun.

M. Fethullah Gulen / Rabb’in aciz kulu / 9 Subat 1998

MEKTUP HAKKINDA
   Mektup bir Müslüman din adamından değil de sanki bir talebeden hocasına yazılmış gibi duruyor.

   Mektupta altını çizdiğimiz kısmın sizlere ne anlatmak istediğini Papa II. Paul’un ağzından aktaralım: “Birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştırıldı. İkinci bin yılda Amerika ve Afrika Hıristiyanlaştırıldı. Üçüncü bin yılda ise Asya’yı Hıristiyanlaştıralım.

    Gerisini sizler anlıyorsunuz zaten…

www.ihvanlar.net

-DİNLER ARASI DİYALOG DEŞİFRELERİ İÇİN TIKLAYIN-

PAYLAŞ