Allah dostlarını ziyaret etmek, Allah dostlarından dua ve istiğfar talep etmek

ismailağa   Allah dostlarının dualarını almak, istiğfar talep etmek, Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in tavsiye ettiği ve sünnette olan bir uygulamadır.

   Vehhabi=Selefiler, kimsenin Allah dostu olamayacağını veli, veliyyullah gibi isimlendirilemeyeceğini iddia ederler. Bu iddialarına cevap vermiştik. BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ

   Aynı zihniyet yukarıdaki iddialarının gereği olarak bir “Allah dostu” olarak adlandırılan kişilerin ziyaret edilmesini, onlardan dua talep edilmesini, himmet istenmesini de şirk sayarlar. Bu konuda daha önce reddiyeler yapmıştık. Onlara da BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ

   İnkârcılar bu konuda kendi heva ve heveslerine göre ilimden uzak bir şekilde yorumladıkları, lugat ve nüzul hakikatlerine ters düşen ayet mealinden başka hiçbir delilleri yoktur. Bizler ise delil üzerine delil getirerek inkârcıları susturuyoruz.

İSTİĞFAR TALEP EDİN DUA İSTEYİN
   Resulüllah Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisini görmeye gelip, göremeden geri dönen Uveys El-Karani’yi ziyaret için bakın ne buyuruyor:
   “Size Yemen’den Üveys denilen bir adam gelecek. Yemen’de bir annesinden başka kimse bırakmıyor. Kendisinde beyazlık vardı. Allah’a dua etti de onu kendisinden giderdi. Yalnız bir dinar veya dirhem yeri kadar kaldı. Ona sizden kim rastlarsa sizin için istiğfar ediversin.” (Müslim, Fadailu’s-sahabe, 223-224)

   Yine Üseyr b. Câbir’in Hz. Ömer’den yaptığı rivayette, Peygamberimizin, Uveys için “… Eğer Üveys Allah adına yemin etse Cenab-ı Hak elbette O’nu yemininde doğru çıkarır. Senin için dua etmesine imkan bulursan ondan dua iste.” demiştir. Hz. Ömer de Hz. Üveyse “Benim için istiğfar ediver!” demiş, O da “Ömer için İstiğfarda bulunmuştur. (Müslim, Fadailu’s-sahabe, 225)

   Burada önemli olan husus Hazreti Uveys’in bir Allah dostu olmasıdır… O derece bakımından tabiinin en faziletlisidir. 

Bu hadis-i Şeriften şu hususlar anlaşılmaktadır:
-Salâh ve takva sahiplerinden duâ ve istiğfar istemek rnüstehaptır. Velevki isteyen daha faziletli olsun. Onların dualarını alabilmek için ziyaret etmek ve istiğfar talep etmek caizdir. Bu hadis ile himmet istemenin, tevessülün de caiz olduğu gayet açık ve net bir şekilde anlaşılmaktadır.

ALLAH İLE KUL ARASINA KİM GİRER DİYENLERE
   Bu hadis-i şerifler ayrıca Allahu Teala (Celle Celaluhu) ile kul arasına kim girebilir ki, bir vasıtaya mı ihtiyaç var? diyenlere cevaptır. Evet, kişi Rabbine her zaman ve mekanda münacat edebilir ve lakin duaların ve istiğfarın daha çabuk kabul edilebilmesi için işte böyle vesileler gereklidir.

Düşünün!

   Biz rabbimizden öyle gafiliz ki! O’nu zikrederken, namaz kılarken bile aklımız fikrimiz başka şeyler ile meşgul oluyor. Günde kaç defa Rabbimizi zikrediyoruz. Günde kaç defa O’nu hatırlıyoruz. Sünnete, şeriata bağlılığımız ne kadar?

   Bir de Enfal suresinde buyrulduğu gibi “Allah’ın adı zikredildiği zaman” kalpleri titreyen, ibadet, zikir, taat, tefekkür ve teslimiyetle nefsini Fecr Suresinde buyrulduğu üzere kendisinden razı olunan “mutmain” derecesine ulaştıran Allah dostları var…

   Bir de bu velilerin bizim için dua etmesi, istiğfar talep etmesi var… Hangisi daha etkili olur?

Hem Resulüllah Efendimiz ne buyuruyor:
   Bir müslümanın, bir din kardeşine gıyabında yaptığı DUA kabul olunur. Başında vazifeli bir melek vardır. Kardeşine hayır DUA’da bulunduğu vakit, bu melek: ‘AMİN’ der. Ve: ‘Senin için de bir misli olsun’ der.” Müslim-Ebu Davud Tac c 5 s 210

 www.ihvanlar.net

PAYLAŞ