Kazası olan sünnet ve nafile namaz kılamaz mı?

DİNİMİZİSLAM.COM SİTESİNE CAVAP İÇİN TIKLAYIN

 Bildiğiniz gibi biz sözümüzü kimseden sakınmıyoruz. Bir yanlış varsa uyarıyoruz. Bu konuda da itikat konusunda çok sağlam olarak bildiğimiz Hilmi Işıklar Hocaefendinin cemaatinden yine ehli sünnet itikadı savunucularından Osman Ünlü Hocaefendi yıllardan beri aynı şeyi söyleyip durur “Kaza namazı olan kişi nafile kılamaz sünnet kılamaz, vakit namazlarındaki sünnetlere de kaza olarak niyet eder”

   Osman Ünlü böyle söylemeye başlayınca bazı kişiler de: “Hem sünnete hem kazaya niyet” diye bir şey çıkardılar. Halbuki Hem geçmiş bir namazın kazası, hem de vaktin sünneti niyetiyle kılınan bir namaz, İmam Muhammed’e göre, ne farz, ne sünnet, ne de nafile olarak sahih olur. İmam Ebû Yusuf’a göre ise sadece farz olarak caiz olur; ayrıca sünnet veya nafile sevabı söz konusu olmaz. İki tane müctehidin bu konudaki ictihatları, böyle olunca, fakih bile sayılmayan “filan kişinin kitabında şöyle buyruldu” demenin, hiç bir anlamı yoktur.

   Kazası olanın nafile kılamaması ise Şafi mezhebine mensup olanları ilgilendiren bir konudur. Hanefi mezhebinde böyle bir hüküm yoktur. Evet nafileleri en aza indirmek ve kazalara önem vermek gerekir ancak Hanefi fıkhında kazası olanın nafile namaz kılamayacağı hele hele vaktin sünnetlerini kılamayacağı gibi bir hüküm mevcut değildir.

KAZA KILMASI KÖTÜ MÜ?

   Değerli Gönül Dostları!

   İşi mantığa vurduğunuz zaman sünnet yerine, kılınmamış bir farzın kılınması daha makul gelebilir. Namazın sünnetleri yerine kaza kılarak az zamanda çok kaza yapılabilir ancak hanefi fıkhının bu konuda çok önemli bir delili vardır. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurmuşlardır ki:   “Kıyamet gününde kulun hesaba çekileceği ilk ameli onun namazıdır. Eğer namazı düzgün olursa, işi iyi gider ve kazançlı çıkar. Namazı düzgün olmazsa, kaybeder ve zararlı çıkar. Şayet farzlarından bir şey noksan çıkarsa, Azîz ve Celîl olan Rabb’i:   “Kulumun nâfile namazları var mı, bakınız? der. Farzların eksiği nafilelerle tamamlanır. Sonra diğer amellerinden de bu şekilde hesaba çekilir.” (Tirmizî, Salât, 188)   Gördüğünüz gibi farzların önünde ve arkasında kıldığımız namazlar tam olmayan, eksik olan belki de kabule layık görülmeyen farzları tamamlayacak.   Eğer siz kılmadığınız namazları sünnetleri feda ederek kurtarayım derseniz yeni kıldığınız farzları da tehlikeye atmış oluyorsunuz. Bu akıllı insanın yapacağı bir iş değildir.MEZHEPSİZLİĞE GÖTÜREN BİR YOL!   Osman Ünlü bu konuda “Şafilere göre böyledir” “Hanfilere göre şöyledir” demiyor, herkese aynı fetvayı veriyor. Ve daha bir çok hususta (hiç zaruri olmayan meselelerde bile) mezhepleri taklit ederek diğer mezhebin uygulanmasına teşvik ediyor. Bu tarz yaklaşımlar vehhabi selefilerin: “mezhep de neymiş, her şey ortada istediğiniz hükmü alın ve uygulayın” diyerek mezhepsizliği teşvik etmelerine benziyor.    Halbuki Osman Ünlü’nün böle bir niyeti yoktur ve Vehhabilere şiddetli reddiyeler yapmaktadır ama kendi tavsiyeleri ile halkı bu yola doğru sürüklemektedir.   Tavsiyemiz bu yöndeki beyanatlarından Allah rızası için dönmelidir… Kendisi de çok mütevazi, mutasavvıf bir insandır ve bu uyarıları dikkate alacağına inanıyoruz…www.ihvanlar.net

PAYLAŞ