8. Sınıf Din kitabında Peygamber Skandalı

Çocuklarımız okullarda devlet eli ile zehirleniyor. Çocuklarımızdan Peygamber sevgisi alınmaya çalışılıyor…

Lise din kitaplarında İbrahimi Dinler, Dinler arası diyalog skandallarından sonra şimdi de Peygamberimize karşı psikolojik bir harekatın başladığını tesbit ettik..

Çocuklarımızı nasıl zehirlediklerine bir örnekle şahit olalım..

Kitabın bu kısmına kadar işlenen şey şu: Peygamberimiz de bizim gibi insandır. Yer içer, doğar, büyür vs… Gördüğünüz gibi bizden farklı yönünün sadece Allah’ın O’na vahiy göndermesi, insanlara uyarıcı olması olarak gösteriliyor…

   Öncelikle O’na karşı olan görevlerimiz kısmına bakalım. 4 madde sıralanıyor. inanmak, sevmek, anmak, almak… Peki, nerede itaat ve ittiba… Eğer bu bir din kitabıysa dini kaidelere göre hazırlanması icap eder. Bu kaidelerde ya Kur’an-ı Kerimden ya da sünneti Resul’den alınır. Peki Kur’an-ı Kerimde onca yerde “Allah ve Resulüne itaat edin” emri geçmekteyken nasıl olur da “O’na karşı görevlerimiz” başlığı altında bu emir zikredilmez… Allahu Teala Al-i İmran 31. ayette O’na ittibayı kendi sevgisine bağlamışken O’na ittiba neden zikredilmez? Bu birinci mesele…

   2. si altı siyah kalemle çizilen cümledir. O içimizden bir beşerdir ama beşerin efendisi, alemlere rahmet olan, Allah’ın ömrüne yemin ettiği tek insan, gönderilen nurdur O.

SEVGİDE AŞIRIYA KAÇMAMAK!

   Peygamberimizin bizden farklı yönünün sadece vahiy getirmek olduğunu yazıp arkasından zırvalamışlar: “Peygambere sevgide aşırı kaçmamalıyız”

   Peygamberimize sevgide aşırı kaçmamalıymışız!!!

   Bunu kime yazıyorlar? 8. sınıfa giden bir gence… Bu gün o gençler bir futbol takımını bile ölesiye savunuyorlar. Bir kız yüzünden cinayet işliyorlar. Bir rapçıya, popçuya delice bağlanıyorlar. Yani hepsinin kendine göre dünyasını değiştiren bir sevgisi ve aşkı var. Ve hemen hemen bütün gençlik böyle. Batıl sevgilerle kalpleri dolmuş durumda.

   Böyle bir gençliğe yazdıkları şeye bak! “Peygambere sevgide aşırı kaçmamalıyız”

   Ama hiçbir okul kitabında batıl sevgiler hakkında tek bir yazı bulamayız. Futbol takımı tutmanın boş olduğunu, şarkıcı türkücüye sevgi beslemenin ve fanatikleşmenin dinde yeri olmadığını vs… bir yerde göremeyiz. Yine aynı şekilde Atatürk hakkında böyle bir ifade göremeyiz. Aksine öyle bir anlatılır ki kitaplarda onunda bir peygamber olduğunu söylemedikleri kalır.

   Yani bir futbol takımını kalp krizi geçirecek kadar sevebilirsiniz, bir kız uğruna intihar edecek kadar sevebilirsiniz, atatürk’ün büstüne saygı duruşu yapmadan okula giremezsiniz, atatürkü her şeyden üstün görebilirsiniz ama KAİNATIN EFENDİSİ HAZRETİ MUHAMMED MUSTAFA (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)‘e sevgide aşırı kaçmamalısınız..!!!

   Tabi ki bunu empoze etmeye çalışırlar. Peygambere sevgide aşırı kaçarsanız dinci olursunuz, şeriatçı olursunuz… O’nun gibi düşünmeye, O’nun gibi yaşamaya çalışırsınız. O’nun gibi giyinmeye başlarsınız… Bu ise onlara göre bir tehlikedir…

   Bunu da nereden anlıyoruz… Yaptıkları imtihan sorularından… Bakınız aynı kitaptan çıkan imtihan sorusunda ne sormuşlar:

   Soruya bakın! En üstteki kitapta O’na karşı vazifeler sıralanmıştı ya, şimdi de soruyor: “hangisi bu vazifeler içinde yer almaz” diye. Tabi ki kitaba göre ve şıklar arasında tercih edilecek olan bellidir: “O’nun gibi giyinmek”

   Gördünüz mü bakın asıl dertleri neymiş! O’nun sevgisinde aşır gitmeyin, O’nun gibi giyinmeyin! Dert bu… O’nun gibi olmayın da ne olursanız olun! O’nu aşırı sevmeyin de neyi severseniz sevin…

   Çocuğunuzu işte böyle zehirliyorlar…

   Bakınız Allahu Teala (Celle Celaluhu) ne buyuruyor: “De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticâret ve beğendiğiniz meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve onun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah fasık topluluğu doğru yola erdirmez.” (Tevbe 24)

Ayete göre Resulüllah Efendimiz bize:
Babamızdan,
Evladımızdan,
Kardeşimizden,
Eşimizden (aşık olduğunuz kadın)
Akrabalarımızdan,
Malımızdan,
Mülkümzden,
Evimizden
   Hülasa her şeyden daha sevgili olmalıdır. Eğer böyle değilse; yani bir kişi Allahu Teala’yı ve Resulüllah’ı böyle sevmiyor ise Allah katında fasıklar listesindedir. Fasık: Allah’ın emirlerine aykırı davranan, günahkâr, kötü huylu, kötülük yapmayı alışkanlık hâline getiren kimsedir ve ayetlerde bu vasfa sahip olanlar için tehditler vardır.

Bir hadis-i şerifte aynı konuya temas edilmiştir:

   “Üç şey var ki, bunlar kimde bulunursa, o ki, imanın tatlılığını bulur. –Allah ve Resulünü başka her şeyden fazlasıyla sevmesi, kişi ancak Allah için sevmesi, ateşe atılmayı çirkin gördüğü gibi küfre dönmeyi çirkin görmesi.” (Buhari 1/12, Müslim: 66)

   Hal böyle iken din kitabındaki bu zırvanın nereden kaynaklandığını anlamak zor değil.. Kitaplarda Şia ve Vehhabi akımlarının tesiri görülüyor. “Din” kitabını “Milli Eğitim” hazırlarsa olacağı budur…

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ